Tutunamayanlar (roman)
Tutunamayanlar, Oğuz Atay'ın ilk romanıdır. 1970 yılında TRT Roman Ödülü'nü kazanmıştır.Çoğu yazar ve okuyucuya göre Modern Türk Edebiyatı'nın en önemli eserlerinden biridir. Kullanılan dil ve anlatım şekli itibariyle edebiyatta bir devrim olarak kabul edilmektedir. Berna Moran, bu kitabı hem içerik hem de biçimsel özellikleri bakımından Türk edebiyattında yepyeni bir evre olarak değerlendirmekte, Jale Parla ise Don Kişot'tan Günümüze Roman adlı çalışmasında modern ve postmodern roman bağlamında Atay'ın ve Tutunamayanlar'ın yerini belirtmektedir.
-
Sofie'nin Dünyası
Sofie bir gün posta kutusunda "Kimsin sen ?" yazılı bir kart bulur ve bundan hareketle felsefe tarihinde yanıtlanmış tüm sorulara cevap bulur.Romanın sonunda aslında Lübnan'daki bir BM taburunda görevli olan bir binbaşının kızına doğumgünü hediyesi olarak yazdığı bir romanın parçası olmasını anlamasıyla biter.
Olasılıksız
Olasılıksız, Adam Fawer tarafından yazılmış ve 2005 yılında yayımlanmış bilim kurgu romanıdır. En iyi roman kategorisinin de aralarında olduğu çok sayıda ödül kazanmıştır.
Kitap, David Caine'in bir takım deneysel tedaviler sonucunda kazandığı gelişmiş hesaplama yeteneği sayesinde, tahminlerinin geleceği görmek haline geldiğini anlamasıyla başından geçenleri konu almaktadır. Özet olarak kitabın kahramanı, Pierre-Simon Laplace'in yarattığı bir teori olan Laplace'in Şeytanı haline dönüşmüştür.
“…Biri M.Ö. VI. yüzyılda Çin’de diğeri M.S. XII-XIII. yüzyılda İspanya’da doğmuş, aralarında yaklaşık 18 yüzyıllık bir zaman aralığı ve yaşadıkları yerler itibâriyle de yaklaşık 9000 km’den fazla bir uzaklık bulunan, biri Çince diğeri Arapça konuşan bu iki insânın biribirlerini, Varlık Âlemi’nin yapısı hakkında aynı şeyleri beyân edecek şekilde etkilemiş olduğunu iddia etmek bir maymunun bilgisayar klâvyesinin başına geçip de bir çırpıda Mehmed Âkif’in bütün Safâhat’ını aynı sıra içinde eksiksiz ve hatâsız yazabilmesi kadar muhâldir… ”
Taoculuk'taki anahtar kavramların
Merhum Prof. Dr. Toshihiko İzutsu'nun A Compareative Study of the Key Philosophical Concepts in Sufism annd Taoism/İbn 'Arabi and Lao-Tzü, Chuang-Tzu (Tasavvuf'da ve Tao-culuk'daki Felsefi Anahtar-Kavramların Karşılaştırmalı Bir İncelemesi/İbn 'Arabi ve Leo-Tzu, Çuang-Tzu) başlıklı 2 cildlik abidevi eserinin tercümesini takdim ettiğimiz bu 2. cildinde Lao-Tzu'nun Tao Te Çing ve Çuang-Tzu'nun da Kitab'ında ortaya koydukları Tao-culuğun anahtar-kavramları semantik bir incelemeye tabi' tutularak incelenmiş ve Lao-Tzu ile Çuang-Tzu'nun Dünya Görüşü'nün temelleri ve çerçevesi ortaya konulmuştur.
Ortaya çıkan sonuç şaşırtıcıdır. Gerek İbn Arabi'nin gerekse Lao-Tzu ve Çuang-Tzu'nun aleme bakış açıları Vahdet-i Vücud'un temelde aynı, terminolojide farklı iki versiyonu gibidir.
İbn Arabi'nin anladığı şekliyle Zat, Ama', Adem, Kenz-i Mahfi, Gaby Alemi, Hakk, Kader, Rabb, Vahdet, Kesret, Rahman'ın Nefesi, Rahmet, Nefs, Ruh, İnsan-ı Kamil gibi anahtar-kavramların Tao-culuk'da yalnızca ontolojik muadilleri bulunmakla kalmamakta, fakat aynı zamanda bu kavramlar İbn Arabi'de nasıl bir yapı oluşturuyor ve biribirleriyle ne türlü ontolojik ilişkiler içinde bulunuyorlarsa bunların Tao-culuk'daki muadilleri de kendi aralarında bu yapıyı ve bu ilişkileri aynen muhafaza etmektedirler.
Ama insan bazan san'ata bakarken yalnız onun sanatkarını görür. Çünkü böyle bakan insan, o eserdeki incelikleri gördükçe sanatkarını takdirle, bütün fikrini O'na hasreder. Adeta o san'at gözden kaybolur da sırf san'atkarı kalır. Artık o eser yok olsa da ne kıymet ifade eder. Zira onun san'atkarında böyle nice eserler meydena getirmek iktidarı var.
Vahdet-i Vücut
Ama insan bazan san'ata bakarken yalnız onun sanatkarını görür. Çünkü böyle bakan insan, o eserdeki incelikleri gördükçe sanatkarını takdirle, bütün fikrini O'na hasreder. Adeta o san'at gözden kaybolur da sırf san'atkarı kalır. Artık o eser yok olsa da ne kıymet ifade eder. Zira onun san'atkarında böyle nice eserler meydena getirmek iktidarı var.
Amak-ı Hayal
Amak-ı Hayal, ele aldığı konu, konuyu işleyiş tarzı ve
tekniği itibariyle yalnız edebiyat çevrelerinde değil
sanat ve ilim çevrelerinde de geniş yankı uyandırmış, ilgi ile okunmuş
eserlerin başında gelmektedir.
Eseri bilinen roman ve hikaye türlerinden birine sokmak oldukça zor. Ancak padişah, vezir, derviş, şehzade, prenses gibi eski doğu kültürüne has kişileri; Buda, Zerdüşt, Hürmüz, Ehrimen, brahma gib dini unsurları; ejderha, cin, peri, anka, simurg, gibi fantastik varlıkları, Kaf Dağı, Cablisa, Cablika, Emel, Maksut gibi efsanevi mekanları ve binlerce yıllık mesafelerle ifade edilen zaman kavramı ile Doğuya has anlatma tarzına bağlı kalırken; hayatın içinden gelen asli kahramanları ve bu kahramanlara ait realist gözlemleri ile roman formuna yaklaşır. Ancak kullandığı malzeme, geleneksel Doğu düşüncesinin hazır dil malzemesine ve tasavvufi lugata aittir.
Eseri bilinen roman ve hikaye türlerinden birine sokmak oldukça zor. Ancak padişah, vezir, derviş, şehzade, prenses gibi eski doğu kültürüne has kişileri; Buda, Zerdüşt, Hürmüz, Ehrimen, brahma gib dini unsurları; ejderha, cin, peri, anka, simurg, gibi fantastik varlıkları, Kaf Dağı, Cablisa, Cablika, Emel, Maksut gibi efsanevi mekanları ve binlerce yıllık mesafelerle ifade edilen zaman kavramı ile Doğuya has anlatma tarzına bağlı kalırken; hayatın içinden gelen asli kahramanları ve bu kahramanlara ait realist gözlemleri ile roman formuna yaklaşır. Ancak kullandığı malzeme, geleneksel Doğu düşüncesinin hazır dil malzemesine ve tasavvufi lugata aittir.