10 Aralık 2011 Cumartesi

Benlik: "Ben" Kimim?

 
Benlik: "Ben" Kimim?
Her yıl vücudumdaki atomların % 98’i yenileniyor: Geçen sene olduğum kişinin aynısı olduğumu nasıl iddia edebilirim veya daha da kötüsü, on yıl önceki kişi olduğumu? Kişiliğim/kimliğim nedir (neremdedir)? Vücudumun metabolizmasına olan ilişkisi nedir?
Derek Parfit zamanında şöyle bir düşünsel sorun ortaya koydu: Londra’da bir tarayıcı tarafından parçalanan ve her bir hücre hakkında sonsuz derecede ayrıntılı bilgi alabilen bir çoğaltıcı makine tarafından, New York’ta hafızası da dâhil olmak üzere hücre hücre yeniden yapılandırılan bir insana ne olur? Kişi aynı kişi midir? Yoksa kişi daha Londra’da ölmüş mü olur? Bir insanı insan yapan nedir: Bedensel veya psikolojik devamlılığı mı? Bir insanın tek tek her hücresi eşdeğer hücrelerle değiştirilse kişi hala aynı kişi olur mu? Bir kişinin psikolojik yapısı (hafızası, inanışları, duyguları ve her şeyi) eşdeğer bir psikolojik yapıyla değiştirilse, kişi gene aynı kişi mi olur?

3 Kasım 2011 Perşembe

Mikro ve Makro da Uzay Boşluğu Var mıdır?


    Bir atom çekirdeğinin, bir futbol topu büyüklüğünde olduğunu varsayarsak, elektronlar bunun çevresinde, çapı 5 kilometre genişlikte bir çember üzerinde dönebilir. Eğer, Güneş Sistemi'nin bütününü düşünürsek orada da benzer bir düzen vardır. Tüm gök cisimlerinin arasındaki boşluğa ise "uzay boşluğu" dendiğini hepimiz biliyoruz.
  

    Elektronlar yani atom altı parçacıklar arasındaki alana da "boş uzay" denir. Boş uzay olarak adlandırılan bölge ne işe yarıyor ? Olmasaydı ne olurdu diye sorabiliriz? Öncelikle bu boş uzay olmasaydı her şey inanılmaz derecede küçülürdü.

12 Ekim 2011 Çarşamba

TAVUS SULTAN














TAVUS SULTAN Hindistan’da bir şeyhin talebesidir. 25-30 yaşlarında bir hanımefendidir. Şeyhi Mevlâna’yı çok severmiş. Sohbetleri sırasında Mevlâna’nın yazığı şiirleri okurmuş. Mevlâna’nın şiirleri, ticârî kervanlarla üç ayda, beş ayda, altı ayda Hindistan’a ulaşırmış. Selçukluların bir devlet olması ve devletin kendine has bir takım ihtiyaçları bulunması dolayısıyla, Hindistan’la ticârî münasebetleri devamlı surette işlerdi, onun için sık sık Hindistan’a gidilir gelinirdi.

1 Eylül 2011 Perşembe

Holografik Beyin ve Holografik Evren
























Holografik Beyin ve Holografik Evren

Beyin adını verdiğimiz, hücrelerden ve moleküler bir yapıdan oluşmuş, bilincimizi ortaya çıkaran yapı, esas itibariyle sonsuz titreşimlerden ibârettir... Hologramik bir yapıdır. Bakın bu konuda Dünyanın en ünlü hocalarından Stanford Üniversitesi Nörofizyoloji kürsüsü eski Profesörü olan, halen Virginia`da Radford Üniversitesi Beyin merkezi başkanı Karl Pribram ile fizikçi Einstein`ın talebesi olan ve 1992`de vefat eden ünlü fizikçi David Bohm`un en son bilimsel bulgularını inceleyen ve yine 1992 sonunda ölen Amerika`lı araştırmacı Michael Talbot, l992 yılında yayınlanan son kitabı "The Holografic Universe"te neler diyor: "

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Varlık ve Yokluk


















Varlık ve yokluk arasında medcezirdeyim,
Saniyeler arasında her an ölüp dirilmekteyim.

Var olmanın bilincinde olmak, var olmanın yanında yok olmanın da farklında olmak, var olanın aslında ne olduğunu anlamaya çalışmak, anlamaya çalışanın da aslında o var olanın bir parçası olması, var olanın anda yaşaması, yaşadığı anın farkında olması; var olanın yoklukla medceziri ve her an yeni bir varlık olma yolundaki seyahatidir...

                                                                                                        Mustafa Bayram

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Mecnun ve Derviş

Mecnun'a adını sorarlar, 'Leyla' der. Geldiği yeri sorarlar, yine 'Leyla', hep 'Leyla' der. Yanıklığıyla kendisini aşka çağıran çöldedir Mecnun. Dolaşır bir baştan bir başa... Yüreğinden aşka ırmaklar akar çöl kumlarında. Dolaştığı bir gün fark edemez, Leyla'dan başkasını görmeye yasaklı gözleriyle göremez namaz kılan bir dervişin önünden geçtiğini. Namaz biter. Derviş kızar Mecnun'a. Özür kuşanmış kelimelerin ardından Leyla kitabı okuyan dudaklardan şu cümleler dökülür; 'Kusura bakma Derviş baba, ben Leyla'nın aşkından seni göremedim. Ya sen huzurunda olduğun Mevla'nın aşkından beni nasıl gördün?'